Annelik uzerine yazilmis cok yazi ve kitap var biliyorum. Ama benimde bu konuda soyleyeceklerim var elbet.
Aylardir blogumda herhangi bir yazi paylasamadim. Belki beni takip eden arkadaslarim yavas yavas blogumun varligini bile unutmuslardir ki haklilar. Yazmadim, yazamadim sebebi tum vaktimi, enerjimi, konsantrasyonumu ogluma ondan arta kalanlari da esime ayirmayi tercih ettim. Ara sira kucuk yazilar paylasabilirdim ama ne kendimi, ne de yazilarimi okuyanlari kandirmak istemedim. Anneligin tadini cikarmak istedim kisaca. Simdi ne degisti derseniz aslinda hic bir sey degismedi. Sadece bir cocugun gelisimindeki en onemli aylari yavas yavas geride birakirken bloguma da biraz vakit ayirmaya karar verdim.
Ben yurtdisinda yasadigi icin cocugunu ilk 5 ay haric tek basina hic bir anne ve akraba destegi almadan buyuten bir anneyim. Bunu tek satirda yazmak cok kolay olsa da uygulamada cok zorlandigim gunler oldu. Bu zorluklari tek tek yazip kendimi super kahraman gibi gosterme niyetinde degilim. Ogluma hamile kaldigimda onu hic bir akraba destegi olmadan buyutmem gerektigini biliyordum ve bundan sikayette etmiyorum. Benim deginmek istedigim konu aslinda icinde bulundugum durumun tam tersi durumundaki anneler. E ne var bunda cogumuz anneannelerden, babaannelerden yada akrabalardan yardim aldik, aliyoruz dediginizi duyar gibiyim. Ben de dogum yaptigimda annem Turkiye'den geldi ve 5 ay bizimle kalip bana yardimci oldu. Buraya kadar hersey normal, yeni dogum yapmis bir annenin annelige alisabilmesi icin yakinlarindan destek almasi kadar dogal bir sey yok. Ama bir de bu durumu, yeni kazandigi annelik sifatini kullanip, tum aileyi hamile kaldigi gunden itibaren bir nevi seferberlik haline sokan kadinlardan bahsetmek istiyorum.
Hamilelikleri bile buyuk bir toren halinde gecer bu "anne"lerin. Ilik sutleri, meyveleri, folic asit haplari, vitaminleri onlar kipirdamadan yani baslarina konuluverir. Burada yanlis anlasilmamak icin sunu belirtmeliyim ki; hamileligi risk altinda oldugundan gunluk hayati kisitli annelerden bahsetmiyorum. Aksine cokta saglikli bir hamilelik yasayan, her turlu aktiviteye katilabilecek kadar enerjik bayanlardan bahsediyorum. Bu bayanlari nasil bir anne olacaklari aslinda daha hamileliklerinde bellidir.
Hamilelikleri bile buyuk bir toren halinde gecer bu "anne"lerin. Ilik sutleri, meyveleri, folic asit haplari, vitaminleri onlar kipirdamadan yani baslarina konuluverir. Burada yanlis anlasilmamak icin sunu belirtmeliyim ki; hamileligi risk altinda oldugundan gunluk hayati kisitli annelerden bahsetmiyorum. Aksine cokta saglikli bir hamilelik yasayan, her turlu aktiviteye katilabilecek kadar enerjik bayanlardan bahsediyorum. Bu bayanlari nasil bir anne olacaklari aslinda daha hamileliklerinde bellidir.
Bebegin dogumuyla beraber dogal olarak lohusalik sureci ve evde bir kosusturmaca baslar. Resmen seferberlik ilan edilmistir. Bebegin banyosu, emzirilmesi, altinin degismesi, kisacasi gunluk bakimi ayni seferberlik ordusuyla yapilir. Bazen orduya yardimci destek alanlar da olur. "Anne" calissa da calismasa da anneanne, babaanne, teyzelere bir de bakicilar eslik eder. Normalde lohusalik en fazla 40 gun derler ya bu "annelerin" lohusaligi uzunca bir sure bitmez. En ufak yorulsa, uzulse hemen sutu kacar, depresyona girer. Aslinda annelikle ilgili ne kadar kitap varsa okumustur hamileligi suresince. Teoride cogu seyi cok iyi bilir. O yuzden etrafindakileri guzelce yonlendirir. Uygulama kisminda anneanne, babaanne, akrabalar, bakici dururken kendini yipratmaz. Saati geldiginde bebegini emzirir. Sonra elbet biri gazini cikarir, digeri altini degistirir. Bazen emzirmekten bunalir, geceleri ozellikle, kim uyanip 2-3 saatte bir emzirecek oyle ya. Sut bir guzel sagilir, artik o gecenin nobetcisi kimse bebegi o besler biberonla. Bebek 1 yasina gelir gelmez hatta mumkunse ilk 6 aydan sonra sutten kesilir ne de olsa ek gidalar ve anne sutunu aratmayacak mamalar vardir. Bebek buyumeye baslar, aylar hizla gecer. Ama evdeki kalabalik bir turlu azalmaz. Seferberlik hali ilk gunki gibi devam eder. Her turlu yardimi almasina ragmen "anne" cok yoruluyordur. Kalabaliktan bunalan babaya aslinda "anne"nin ne kadar yorulup, bunaldigi bizzat "anneanne" agzindan anlatilir.
Artik ufaklik emekleme, siralama ve nihayet yurume surecine gelmistir. Haftanin bir kac gunu kurslar, aktiviteler, cok yorucu bir surec baslar. Lohusalikta artik mecbur bitmistir. Bu duruma yeni bir sifat bulmak gerekir. Aslinda sadece ANNE olmak yeterlidir ama o da cok zordur. Bu defa bunalan, yorulan, hayattan bezmis "anne" olunur. Yine seferberlik ilan edilir bakici tek basina yeterli gelmiyordur. Hafta sonu aksamlari anneanne yada babaanne ufakliga bakarken gecirilen bir kac saat "anne" ye yetmiyordur. "Anne" cocugunun hayatinda oldugu surece icinde bulundugu duruma uygun kendine yeni sifatlar bulacaktir......
Bu hikayenin kahramani "anne" dikkatinizi cekmek istedigim. Eminim hepinizin etrafinda bu tur "anne"ler vardir. Icinde bulundugu hamilelik yada lohusalik surecini sanki dunyada sadece kendi basina gelen bir olay gibi etrafindakilere yasattiran bayanlar kasdettigim. Burada kesinlikle yanlis anlasilmak istemem. Elbette hamilelik ve annelik bir kadinin basina gelebilecek en ozel ve en guzel duygu. Benim anlayisima gore tum zorluklara tek basina gogus gerebildiginde ve anneligin gerektirdigi vazifeleri tek basina yapabildiginde "gercek anne" olma yolunda bir adim atilmis olur. Diger sartlarda da "anne" olunur tabii ki ama bana gore hep bir parca eksik kalir. Elbette ki "gercek anne" olabilmek sadece cocugun bakimini yada ihtiyaclarini gerekirse tek basina ustlenmekle olmuyor. Onun hayat boyu gerektiginde bir adim onunde, gerektiginde yanibasinda yada bir adim arkasinda yuruyebilmektir "gercek anne" lik. Hastalandiginda onu bakicinin kollarina birakmak degil sabahlara kadar basinda nobet tutmaktir. 1 yasindayken de 5 yasindayken de 20,30, 40, 50 sinde bile hep yaninda annesi oldugunu unutmamak, unutturmamaktir.
Sefkattir annelik, fedakarliktir, karsiliksizdir, uykusuzdur, huzursuzdur, gururludur, emektir ama her seyden cok sevgidir annelik.